Avukat İrem Çiçek
Ben 35 yıldır fransada yasayan 83 yaşında bir emekli mühendisim. Sözcü televizyonunu günlük izleyen biriyim. Yurdumuzda hastanelerde bebek ölümleriyle ilgili yayınları gözlerim yaşararak takip ettim. Ben de size konunun başımdan geçen bir diger versiyonunu anlatmak ve yapacağınız yayın ve takiple adalet sistemimize ve sorumluların dikkatine sunmak istiyorum.
2021 yılı kasım sonu tatilde bulunduğum Türkiyede ki evimden arabamla Yunanistan üzerinden fransaya gitmek için eşimle birlikte yola çıktık. Malesef Selanikte tam geceleyeceğimiz otelin önüne geldiğimizde eşim kalp kırizi geçirdi ve Selanikte hastaneye kaldırdık. Yoğun bakıma alındı.
1. Çocuklarıma haber verdim ertesi gün iki kizim ve iki oğlum da Fransadan Selanike hastaneye geldiler. 5 kişi otele yerleştik.
Üçüncü gün Selanikteki Türkiye Cumhuriyeti elçiliğine giderek haber verdik, hastamızı devletin ambulans uçağıyla Adana devlet hastanesine veya üniversite hastanesine nakli için yardım istedik. Bize bu konuda yardımcı olamayacaklarını, bizim sağlık bakanlığı uçak ambulans servisine ulaşmamız söylendi. Fakat hastamızla ilgilenebileceklerini söylediler. Ben eşimin hastaneye kayıt işlemini yaparken eşimin Avrupa Birliğinde geçerli sağlık kartını ibraz ettim malum yunanistan AB üyes. Ben de Ambulans uçak servisiyle iletişime geçtim. Fakat bu serviste malesef torpili olmayanların faydalanamayacağını gördüm. Bu arada elçilikten bir ilgili hastaneye telefon ederek falan türk vatandaşının durumu nedir diye sormuşlar. Ertesi gün hastaneye görüş için gittiğimizde beni ve çocuklarımı azarladılar. "Siz türksünüz bize fransız gibi başvurdunuz, görüşme günlerini haftada bire indirdik, gelirken covit testinizi de günlük olarak yaptıracaksınız" şartını getirdiler. Kolaylıklar bitti. Durumu tekrar konsolosluğa gidip bu hastaneye güvenimiz kalmadi hastamızı acilen nakil için tekrar yardımcı olmalarını rica ettik. Malesef aynı cevap "siz uçak bulacaksınız" dediler. İki ay ben her hafta ambulans uçak için sağlık bakanlığına telefon ettim. Daima alaylı cevap aldım. Hatırlı bir tanıdık vasıtasıyla imkan aradım. Boşuna iki ay beklemişiz, yarın sabah 7 de uçak Selanikte olacak fakat hastanızı entübe ettirin ayrıca covit testi de yaptırın dediler. Eşimin kötü bir durumu yok niçin entübe ettirelim dedimse de inat ettiler. Yunan doktorlar uçak ambulansla entübe edilmeden sağlıkla gidebilir demelerine rağmen Ankaradakiler bu tutumlarında israr ettiler. Mecburen eşimi entübe ettirdik. Bu işlemler zaman aldı. Uçak için tekrar randevu istediğim de bu defa da sen ilk randevuyu kabul etmedin biz ne zaman olacağını size bildiririz dediler. Randevu almanın yolunu ögrenmiştik, tekrar bir başka arkadaşımı sağlik bakanlığına gönderdik ve uçak geliyor. Konsolosluga gidip hastamizin uçaga nakli için hastane ile uçak arasında nezareti için elçiligin doktoru ve ambulans hizmeti için yardim istedim. Malesef hiçbir talebimiz konsoloslukca karşılanmamıştır.
Uçak geldi eşimi uçağa kendi imkanlarımızla naklettik. Uçaktan veya Ankaradan bir telefon "hastanızı Adana degil Istaanbul çamlica sakuri hastanesine götürüyoruz" diye bir telefon aldım. Yarım saat geçmemişti ki ikinci bir telefon "hastanızı Beylikdüzü Medilife hastanesine teslim edeceğiz, rotamız bu şekildedir" diye bildirdiler.
Selanik Istanbul için uçak biletlerimizi alıp İstanbula hareket ettik.
En azından yurda gelmenin sevinci içindeydik ki:
Medilife Hastanesine gittiğimizde ben de çocuklarımda şok olduk.
Burası hastaneden başka her her şeye benziyordu. Bir çalışan bana ağır bakım ünitesi merdivenlerinin başında bir liste getirdi "bu cihazları iki üç gün içerisinde Unkapanı sağlık müdürlüğüne onaylatıp onların göstereceği yerden satın alın. Onlar bize getirirler dedi.
Fakat bu iş biraz karışık, olmazsa ben orda çalışan birine yarın gelirse sana yardımcı olmasını söylerim" dedi. Tamam dedim.
Gelelim ertesi sabaha, yoğun bakım ünitesinde merdiven başında bekliyorum çocuklarım da yanımda belki beşer dakika görüş imkanımız olacak, bir genç bayan elinde bazı kağıtlar ve çantası ile bana yaklaştı ve "ben tibbi cihaz firmasındanım, eşinize lazım olacak cihazları getirdim ve teslim ettim" dedi. Ben de siz bana lazim olan cihazları nasıl biliyorsunuz diye sorunca "bizim bu hastaneyle yakın ilişkimiz daim, dosyanızı bana gönderdiler" dedi.
Ben bu ülkede hasta dosyalarının satıcılara ulaştığını bilmiyordum, peki sağlık müdürlüğü ile ilgili işlemler var demişlerdi deyince "biz olarıda otomatik olarak yapıyoruz" dedi. Borcum ne kadar deyince "34 bin lira civarında" dedi. Ben üzerimde o kadar para hazır değil dedim, o da bana zararı yok yarın verirsiniz yalnız şu kağıtları imzalayın diye altı tane senet imzalattı. Ben evvela anlamadım kendisine verdim. Son anda farkettim kağıtları tekar istedim herhalde imza eksiğim var diye. alti adet senet imzalatmıstı ve altısıda miktar yazılmamış boş borç senetleriydi. Senetleri yırtıp kendisine iade ettim. Süratle giriş katına inip adının Muhammet olduğunu öğrendiğim Suriyeli doktorla görüşüp durumu anlattım. Böyle birsey olmaz ben ilgilenirim dedi. Yetinnmedim bir bayan doktorun odasına girdim anlattım. Hiç reaksiyon yok bu hastanede böyle şeyler olmaz dedi. Yetinmedim sonradan hasta hakları danışmanı gibi bir bayan nedir ne var diye sordu ben ona da anlattım. Hepsi sanki normal gibi karsıladı.
Ben ve çocuklarım bu hastanenin bir dolandırıcılık merkezi olduğunu anlamıştık. Hastamızı süratle Adanada bir hastaneye götürmek için ilk uçakla çocuklarımdan biriyle Adanaya gittik fakat nafile ne devlet hastanesinde ne de şehir hastanelerinde ve universite hastanesinde entube edilmiş hasta kabul etmediler. Istanbuldan Gebzeye kadar ucuz pahali demedik tüm hastanelere sorduk entube edilmiş hasta kabul eden olmadı. Neticede Osmaniye'de evimize götürüp evde bir sağlıkcıyla anlaşıp evde bakım yapmaya karar verdik. Doktorla son görüşmemizde eşimi ambulans ile eve nakledecegimizi onun için Osmaniyeye gideceğimizi söyledim. Evi hastamıza hazırlamak için ilçemize döndük. Malesef gece kötü haber geldi. Eşimin fenalaştığını hemen gelmemizi söylediler.
Bir aylık mücadelemiz sona ermişti sabahınilk uçağıyla İstanbula gidip cenazeyi aldık ve akşam uçağıyla Adanaya ve oradan cenaze aracıyla kasabamızın hastanesi morguna getirdik.
Ben yüzde yüz eminim ki eşimin ölümünü hastane yapmıştır, çünkü iki gün önce bize hastaneden ambulansla evinize götürebilirsiniz demişlerdi.
Esasen bir aylik Medilife da görüş için her gerdiğimde yanımda oturan hasta sahipleri hep aynı dertlerden müzdarip oldukları söylemlerinde bulunuyordu bu hastaneden hergün cenaze ciktigini söylüyorlardi.
Gelelim benim degerlendirmelerime:
a. Ülkemizin yurt dışı temsilcilikleri malesef kapasitesiz,
Ben yunan hastane personelinin nasil irkci davranis gösterdiklerini konsolos beye söylüyorum o bana bir sikayetin varsa bakanliga sikayet et bize söyleme diyor. Ambulans uçan temininde ayni ilgisizlik.
b. Saglik Bakanligi Hava Ambulans dairesinde çalisan bayan istedigim zaman uçak gönderirim, istedigim hastaneye gönderirim diyor. (Ben hep çocuklarim diyorum, bunlar 30 ile 50 yasinda isgüc sahibi insanlar, ayni zamanda pilot olan iki oglum ambulans uçaklarin nereden nereye uçtuklarini kendi programlarinda anlik olarak görüyorlar. Hava ambulans çalisani hep yanlis konusuyor.
c. Medilife çalisanlari doktor ve çalisanlari, saglik müdürlügü çalisanlarndan bir grup ve medikal malzeme tedarikcisi firma elele uyum içinde çalisiyorlar. Allah kurtarsin insanimizi.
Gerekirse benimle WhatsApp üzerinden benimle görüşebilirsiniz. Hatta savcılık ilgi duyarda görüşmek isterse ben fransadan da gelip görüşebilirim. Bununla ilgili belki 20 sayfalik hastane raporlarını da gönderebilirim. (Belgeler yunanca, ingilizce ve türkçe)
Bu dosyamla ilgilenebilirseniz:
Konsolosluklarimizin ve Saglik Bakanliginin liyakati, bazi Saglik Müdürlükleri ve hastanelerin ne durumda
oldukları ve bazı tibbi malzeme tedarikcilerinin neler yaptıkları, ambulans uçaktan malzeme tedarikcilerine kadar oynanan, fakat insan hayatına olumsuz tesir eden olayları biraz daha ortaya çıkarabilirsiniz kanısındayım.
Eşimi 8 mart 2022 de kaybettim, onun hatırasına hürmeten ismimi saklı tutmanızı istiyorum. Resmi makamlar isterse verebilirsiniz.
Saygılarımla,
Süleyman ALPAY
1 rue de Lestang Apt.131
31100 Toulouse - France
alpay2009@gmail.com
Tel: +33 613 913 838